Kölelik, haklar ve batıya genişlemecilik gibi konularda onlarca yıldır süregelen Kuzeyli ve Güneyli tartışmaları sonucunda 1861 yılında Amerikan İç Savaşı patlak vermiştir. 1860’ta Abraham Lincoln‘ün başkan seçilmesinin ardından 7 Güney eyaleti, Amerika Birleşik Devletleri‘nden ayrılıp Amerika Konfedere Devletleri‘ni kurduklarını açıklamışlardır. Ardından 4 eyalet daha Konfederasyon tarafına katıldıklarını açıklamışlardır. Bu iki devlet arasındaki savaş, Amerikan İç Savaşı (American Civil War) olarak bilinir. Savaş, 1865’te Konfederasyon tarafının teslim olmasıyla sona ermiş olup Amerikan topraklarının gördüğü en büyük ve en çok ölüme neden olan savaştır; 2.4 milyon askerden 620 bini ölmüş, çok daha fazlası yaralanmış ve Güney bölgesi ise harabeye dönmüştür.
İç Savaşın Arkaplanı
19.yüzyılın ortalarında Amerika Birleşik Devletleri muazzam bir ekonomik gelişme yaşarken, ülkenin Güney ve Kuzey bölgelerinde çok büyük temel ekonomik farklar vardı. Kuzeyde, imalat ve sanayi sektörü çok gelişmişken, tarım ise küçük çaplı çiftliklerle sınırlıydı. Güney ekonomisi ise tamamen tütün, pamuk ve tahıl üreten büyük çaplı çiftliklere ve dolayısıyla bu çiftliklerde çalışan siyahi kölelere bağlıydı.
Bu arada şunu da belirtmek gerekir ki, ülkenin Güney kısmında Demokrat Parti desteklenirken Kuzey kısmında ise Whig Partisi desteklenmekteydi. Demokrat Partililer köleliğin devamını istiyorlardı. Whigliler ise kölelik konusunda ortak bir karara varamamışlardı.
1830’lu yıllardan sonra Kuzey’de köleliğin kaldırılmasına ilişkin istek artmaya başladı. Bu istek, Güney toplumunda korkuya neden oluyordu. Köleliğin kaldırılması demek, Güney ekonomisinin bel kemiğinin kırılması demekti.
1854’te Amerikan Kongresi Kansas-Nebraska Yasasını kabul etti. Bu yasa, yeni kurulan Kansas ve Nebraska eyaletlerinde köleliğin devamına olanak sağlıyordu. Kölelik destekçileri ve karşıtları, Bleeding Kansas adı verilen olaylarda, birbirleriyle savaştılar. Whig Partisi, hala kölelik hakkında ortak bir karara varamadığından dolayı kapandı, yerine Cumhuriyetçi Parti (Republican Party) kuruldu. Partinin kuruluş amacı Batıdaki yeni bölgelerde köleliğe son verilmesini sağlamaktı.
Yargıtay’ın 1857’deki Dred Scott davası kararı neticesinde köleliğin yasal olduğu doğrulanmış oldu. 1859’da kölelik karşıtı John Brown’ın, Harper’ın gemisine baskınından sonra gittikçe daha fazla Güneyli, Kuzeyli komşularının Güney ekonomisinin devamını sağlayan kurumların yok edilmesini istediğini düşünmeye başladı. Abraham Lincoln ise halihazırda köleliğin geçerli olduğu Güney eyaletlerindeki durumu değiştirmeyeceğini, yalnızca yeni kurulan eyaletlerde köleliği sonlandırılacağını söylüyordu. Ancak Lincoln ve partisi, Güneydeki kölelik faaliyetlerine göz yumamayacak kadar kölelik karşıtıydı.
Lincoln’ün başkan seçilmesiyle 3 ay içinde 7 Güney ülkesi olan Güney Carolina, Mississippi, Florida, Alabama, Georgia, Louisiana ve Texas; Amerika Birleşik Devletleri’nden ayrılarak Amerikan Konfedere Devletleri’ni (Confederate States of America) kurduklarını açıkladılar. Kuzeyliler ise birliğin yeniden sağlanmasını istiyorlardı, dolayısıyla savaş kaçınılmazdı.
İç Savaşın Patlak Vermesi
Mart 1861’de Lincoln görevi aldığında Federasyon (Kuzey) elindeki Sumter Kalesi, Konfederasyon (Güney) tarafı tarafından tehdit altındaydı. Lincoln, 12 Nisan’da Sumter Kalesi’ne ikmal yapılmasını söyledikten sonra Konfederasyon topları kaleyi hedef aldı. İç Savaş’ın ilk atışları böylece gerçekleştirilmiş oldu. Kale’nin komutanı Robert Anderson, 2 günden daha kısa bir sürede teslim olmak zorunda kaldı, Kale, Pierre G. T. Beauregard komutasındaki Konfederasyon kuvvetlerinin eline geçti. Virginia, Arkansas, Kuzey Carolina ve Tennessee olmak üzere 4 eyalet, bu kalenin alınmasından sonra Konfedrasyon tarafına geçti. Missouri, Kentucky ve Maryland ise Konfederasyon tarafına geçtiklerini açıklamadılar ancak belirgin bir Konfederasyon sempatileri olduğu söylenebilirdi.
Savaş başlarda biraz dengesiz görünmüş olabilir. Kuzeydeki 23 eyaletten oluşan Federasyon, muazzam bir nüfus avantajına sahip olmasının yanında savaş aletleri de dahil olmak üzere güçlü bir sanayiye sahipti ve geniş bir demiryolu ağı vardı. Güneydeki Konfederasyon ise, güçlü ordu geleneği sayesinde ülkenin en iyi askerlerine ve generallerine sahipti. Üstelik inandıkları değerler vardı, uzun zamandır sahip oldukları kurumları ve gelenekleri korumak.
21 Temmuz 1861’deki Birinci Bull Run Muharebesinde Thomas Jonathan ‘Taşduvar’ Jackson komutasındaki Konfederasyon ordusu, kendisinden daha büyük Federasyon ordusunu geri çekilmek zorunda bıraktı. Bu savaş ile birlikte Kuzey’in ‘Hızlı Zafer’ umutları yok oldu, Lincoln 500 bin ek asker yetiştirilmesi çağrısında bulundu. Aslında savaşın beklenenden uzun süreceği anlaşılınca iki taraf da daha fazla asker yetiştirmek zorunda kaldı.
Virginia’da İç Savaş (1862)
Federasyon Generali George B. McClellan, askerleri tarafından seviliyordu. Ancak savaş hakkındaki isteksizliği, Lincoln’ü korkutuyordu. 1862 yılının ilkbaharında McClellan sonunda ordusuyla birlikte York ve James Nehirlerinin arasındaki yarımadaya geldi ve 4 Mayıs’ta Yorktown’ı ele geçirdi. Robert E. Lee ve Jackson’ın orduları birleşince McClellan’ın ordusu Yedi Gün Savaşları’nda (25 Haziran-1 Temmuz) geri çekilmek zorunda bırakıldı. McClellan takviye kuvvetleri istese de Lincoln reddetti ve orduyu Washington D. C.’ye çekilmesini emretti.
Lee ise ordusunu kuzeye yönlendirdi ve adamlarını iki gruba ayırdı. Jackson’ı Manassas yakınlarında John Pope ile savaşmak için gönderirken, kendisi ise ordunun diğer yarısıyla beraber Jackson’dan ayrı hareket etti. 29 Ağustos’ta John Pope liderliğindeki Federasyon ordusu, Jackson’ın kuvvetlerini İkinci Bull Run Muharebesi‘nde sıkıştırdı. Ertesi gün, Lee geldi ve muazzam bir baskınla Federasyon kuvvetlerini dağıttı. Manassas’taki zaferinin ardından Lee, Konfederasyon’un Kuzey’e yönelik ilk saldırılarına öncülük etti. McClallen ise Lincoln’ün çelişki dolu kararlarını bir tarafa bırakıp ordusunu yeniden savaşa uygun hale getirdi ve Lee’ye 14 Eylül’de Maryland’de saldırdı. Bu saldırıdan sonra Kenfederasyon güçleri Sharpsburg yakınlarındaki Antietam Creek’te defansif pozisyona çekilmek zorunda kaldı.
17 Eylül’de McClallen, Jackson tarafından takviye edilen Lee’nin ordusuna tekrar saldırdı, iç savaşın en kanlı muharebesi oldu. 69.000 Federasyon askerinden 12.410’u, 52.000 Konfederasyon askerinden 13.724’ü öldü. Antianem’deki Federasyon zaferi ayrıca iç savaşın bundan sonraki kısmı için belirleyici kabul edilir, Maryland kaybedilmiş ve Lee Virginia’ya çekilmek zorunda kalmıştır. McClellan, bu başarısının ardından Lee ve ordusunu takip edemeyip Konfederasyon ordusunun sonunu getiremediği için Lincoln tarafından görevden alınmış ve yerine Amdrose E. Burnside gelmiştir. Burnside’ın 13 Aralık’ta Fredericksburg yakınlarındaki Lee’ye olan baskını, ağır Federasyon kayıplarına ve Konfederasyon’un zaferine neden oldu. Burnside derhal görevden alındı ve yerine Joseph Hooker getirildi. Her iki ordu da Rappahannock Nehri boyunca kışlık bölgelere yerleşti.
Özgürleşme Bildirisi Sonrası (1863-1864)
Lincoln, Antietam’daki Federasyon zaferini, Özgürlük Bildirisi’ni yayınlamak için bir fırsat olarak kullandı. Bu bildiri ile isyancı eyaletlerdeki tüm köleler serbest bırakıldı (1 Şubat 1863). Bu bildiriyi bir savaş zamanı politikası olarak uyguladığını söyledi ve ülkedeki tüm köleliği kaldırmak kadar ileri gitmedi. Yine de Özgürleşme Bildirisi, Konfederasyon tarafını iş gücünden yoksun bıraktı ve global kamuoyunu Federasyon tarafına çekti. 1865’te savaş sona erdiğinde 186.000 siyahi asker Federasyon ordusuna katılmıştı ve 38.000 kadarı hayatını kaybetti.
1863 ilkbaharında, Hooker’ın saldırı planları, Lee’nin 1 Mayıs’taki sürpriz saldırısı ile yok oldu. Hooker, adamlarını Chancellorsville’e geri çevirmek zorunda kaldı. Bu savaş da büyük kayıplara neden olmuştur. Konfederasyon 13.000 (birliklerinin %22’i) asker kaybederken, Federasyon ise 17.000 (birliklerinin %15’i) asker kaybetmiştir. Haziran’ın başlarından itibaren Lee, Kuzey’e yeniden saldırmaya başladı. 1 Temmuz’da ise General George Meade komutasındaki ordu ile Güney Pensilvanya’daki Gettysburg’da savaştılar. 3 günden daha fazla süren savaşta Konfederasyon güçleri birliklerinin %60’ını kaybettiler.
Lee’nin kalan güçleri Virginia’ya kaçmıştı. Dolayısıyla Konfederasyon güçlerinin Kuzey’e olan son saldırısı da bu şekilde bitmiş oldu. Aynı zamanda Federasyon Generali Ulysses S. Grant, Vicksburg’u (Mississippi) aldı, bu da savaş için önemli dönüm noktalarından biri oldu. Konfederasyon güçleri küçük de olsa zaferler elde etmeye devam ediyordu. Lincoln, Grant’ın yetkilerini genişletmekle beraber ordusuna ek ikmal yapılmasına da izin verdi.
Federasyon Zaferine Doğru (1864-1865)
Mart 1864’te Lincoln, Grant’ı tüm Federasyon ordularının başına terfi ettirdi. Grant, Batıdaki kontrolü William T. Sherman‘a teslim ederek Washington’a gitti ve oradan orduyu Lee’nin birliklerine karşı Kuzey Virginia’ya yönlendirdi. Wilderness Savaşı’nda, Spotsylvania’da, Cold Harbor’da ve demiryollarının anahtarı konumundaki Petersburg’daki ağır kayıplara rağmen Grant stratejisini sürdürdü ve ilerki 9 ay boyunca Petersburg’u kuşatma altında bıraktı.
Sherman ise Konfederasyon birliklerini yenip eylülde Atlanta’yı almıştı. Columbia, Charleston ve Güney Carolina ise şubatın ortalarında yine Sherman’ın eline geçmişti. Konfederasyon tarafı ise savaşın son anlarında da olsa başkomutanlığı Jefferson Davis’ten alıp Lee’ye vermişti. Sherman ise nisanın ortalarına doğru Fayetteville, Bentonville, Goldsboro ve Raleigh gibi bölgeleri ele geçirmişti.
Bu arada Federasyon’un Petersburg ve Richmond kuşatmalarında yorgun düşen Lee, son kez direniş göstermeye çalıştı ve 25 Mart’ta Federasyon elindeki Stedman Kalesi‘ne saldırdı ve kaleyi ele geçirdi. Bu kısa sürecek zaferin ardından Federasyon tarafından hemen bir karşı saldırı gerçekleştirildi. Bu süreçte Lee’nin Richmond’daki birlikleri teslim oldu. Haftalarca süren Appomattox Nehri boyunca takip sonucunda Konfederasyon tarafının kaçma şansı kalmadı. Grant, 9 Nisan’da Appomattox Adliyesi’nde Lee’nin teslimiyetini kabul etti.
Lincoln Suikasti
Zaferden hemen sonra ise Amerika, önemli bir liderini kaybetmişti. Lincoln, 14 Nisan günü Washington’daki Ford Tiyatrosunda Konfederasyon sempatizanı John Wilkes Booth tarafından suikaste uğradı.
Sherman ise Johnston’un teslimiyetini 26 Nisan’da kabul etti. Bu teslimiyetle birlikte de İç Savaş resmen bitmiş oldu.