Rönesans

Rönesans

Rönesans, 14. ve 17. yüzyıllar arasında yani ortaçağı takiben Avrupa’nın kültürel, sanatsal, siyasi ve ekonomik bakımlardan adeta yeniden doğuşunu anlatır. Rönesans ile klasik felsefe, edebiyat ve sanat anlayışları yeniden keşfedilmiştir. Birçok önemli düşünür, yazar, devlet adamı, bilim insanı ve sanatçı, bu dönemde ortaya çıkmışlardır. Aynı zamanda Avrupalılar keşif faaliyetleri ile yeni bölgeler ve kültürler keşfediyorlardı. Rönesans’ın modern zaman medeniyetleri ile ortaçağ karanlığı arasında bir köprü olduğunu söylenebilir.

Karanlıktan Aydınlığa: Rönesans Başlıyor

Antik Roma’nın 476’da yıkılmasıyla başlayan ortaçağ süresince Avrupalılar neredeyse hiç bilimsel ve sanatsal ilerleme kaydedememişti. Aynı zamanda ‘Karanlık Çağ’ olarak da bilinen dönemde birçok savaş, kıtlık ve Kara Ölüm gibi salgın hastalıklar çıkmıştı.

Ancak bazı tarihçiler, ortaçağın bu kadar kötülenmesini abartılı bulduklarını söylüyorlar. Ancak Antik Yunan ve Romalı felsefelerini hiç umursamadıkları konusunda tüm tarihçiler hemfikirdir.

Hümanizm

14. yüzyıl boyunca İtalya’da ‘hümanizm’ adında bir kültürel hareket yaygınlaşmaya başladı. Sahip olduğu ilkeler ile birlikte hümanizm, ‘insan’ın, evrenin merkezinde olduğunu ve insanların artık eğitim, klasik sanatlar, edebiyat ve bilim gibi konuları benimsemesi gerektiği fikrini ortaya atıyordu.

1450’de Gutenburg’un matbaayı icat etmesi, Avrupa çapında iletişimin gelişmesine olanak sağladı ve dolayısıyla hümanizm fikirlerinin yayılması sürecini hızlandırmış oldu.

İletişimdeki bu gelişmeler, Francesco Petrarch ve Giovanni Bocccio gibi erken dönem hümanistlerinin yazılarının yayınlanmasını ve halka ulaştırılmasını sağladı. Bu kişiler, Yunan ve Roma gelenek ve değerlerinin biraz modernize edilip benimsenmesi gerektiğini düşünüyorlardı ve yazıları da bu yöndeydi.

Ek olarak birçok tarihçi, Avrupa’daki ekonomik ve ticari gelişmelerin de Rönesans’ın çıkmasında etkisi olduğunu belirtmektedir.

Medici Ailesi

Rönesans, İtalya’nın Floransa bölgesinde başlamıştı. Burada, sanatçıları himayesine alabilecek ve destekleyebilecek ekonomik güce sahip varlıklı insanların bulunması, bu duruma önayak olmuştur.

60 yıldan uzun süredir Floransa’yı yöneten Medici ailesinin güçlü bireyleri, özellikle de Lorenzo de’ Medici, bu hareketin en önemli destekçilerindendi.

Büyük İtalyan yazarları, sanatçıları, siyasetçileri ve diğer birçok insan Karanlık Çağ’da yaşananlardan farklı olabilecek, entelektüel ve sanatsal bir devrimin gerçekleşmesi fikrine katılıyorlardı.

Akım, öncelikle Venedik, Milano, Bologna, Ferrara ve Roma gibi diğer İtalyan şehirlerine yayıldı. Sonrasında ise 15. Yüzyıl boyunca İtalya’dan Fransa’ya, oradan da Batı ve Kuzey Avrupa’ya yayılldı.

Diğer Avrupa ülkeleri, Rönesans’ı İtalya’dan çok daha sonra benimsemiş olsalar da, etkileri yine de devrimsel olmuştu.

Rönesans Dahileri

Bazı ünlü Rönesans entelektüelleri, sanatçıları ve yazarlarının isimleri, aşağıdaki listeden görülebilir:

  • Leonardo da Vinci
  • Michelangelo
  • Raphael
  • Sandro Botticelli
  • Donatello
  • William Shakespeare
  • John Milton
  • William Byrd
  • William Tyndale
  • Titian
  • Niccolo Machiaveli
  • Dante
  • Giotto
  • Geoffrey Chaucer
  • Thomas Hobbes
  • Nicolaus Copernicus
  • Galileo
  • Rene Descartes
  • Desiderius Erasmus

Rönesans Sanatı, Mimarisi ve Bilimi

Rönesans boyunca sanat, mimari ve bilim kavramları birbirlerine oldukça yakın kavramlardı. Aslında, bu üç kavram da o dönemde birbirlerine muazzam şekilde entegre olmuşlardı.

Örnek olarak, Leonardo da Vinci gibi sanatçılar, sanatlarını bilimsel ilkelerle birleştirmişlerdi. Bu duruma, kendisinin anatomi ile ilgili çalışmaları verilebilir.

Filippo Brunelleschi gibi mimarlar, matematik öğrenmiş, bu sayede mühendislik ve tasarımsal açıdan muazzam eserler inşa edebilmiştir.

Bilimsel keşifler, ‘düşünme’de büyük değişimlere neden olmuştu: Galileo ve Descartes, astronomi ve matematik kavramlarına farklı bir bakış açısı getirirken; Copernicus ise Güneş Sistemi’nin merkezinde Dünya’nın değil Güneş’İn olduğu gibi fikirlerini dile getirebiliyordu.

Rönesans sanatı ise realizm ve natüralizm temelinde gelişmişti. Sanatçılar, insanları ve objeleri gerçeğiyle bire bir örtüşen şekilde tasarlamaya çalışıyorlardı. Eserlerine derinlik kazandırabilmek için perspektif, gölge ve ışık gibi teknikleri kullandılar. Duygular ise sanatçıların eserlerinde yansıtmaya çalıştığı başka bir kalite göstergesiydi.

Rönesans döneminde yapılan en ünlü eserler şu şekilde sıralanabilir:

  • Mona Lisa (da Vinci)
  • Son Akşam Yemeği (da Vinci)
  • Davud Heykeli (Michelangelo)
  • Venüs’ün Doğuşu (Botticelli)
  • Adem’in Yaratılışı ( Michelangelo)

Rönesans Keşifleri

Birçok sanatçı ve düşünür, yeteneğini yeni fikirleri için kullanırken, bazı Avrupalılar ise Dünya’yı tanımak için kendilerini denize atmışlardı. Keşif Çağı olarak bilinen bu dönemde, pek çok önemli keşif gerçekleştirilmiştir.

Gezginler, tüm Dünya’yı dolanabilmek için sefer üstüne sefer yapıyorlardı. Amerika, Hindistan ve Uzak Doğu’ya yeni ticaret yolları bulmuşlardı.

Ünlü yolculuklar; Kristof Kolomb, Ferdinand Magellan, Amerigo Vespucci (Amerika isminin kaynağı kendisidir), Marco Polo, Ponce de Leon, Vasco Núñez de Balboa, Hernando De Soto ve diğer kaşifler tarafından gerçekleştirilmişti.

Rönesans Döneminde İnanç

Hümanizm, Rönesans dönemi boyuca Avrupalıları Roma Katolik Kilisesi’ni sorgulamaya itmişti. Daha fazla insan okumaya, yazmaya ve sorgulamaya başlayınca inandıkları dini sorgulamaya başlamışlardı. Aynı zamanda, matbaa ile İncil de dahil olmak üzere her kitap basılabiliyordu. Bunun için, İncil’in halka ilk inişi denilebilirdi.

16. yüzyılda Alman rahip Martin Luther önderliğinde Protestan Reformu başladı. Bununla birlikte Katolik kilisesi ikiye bölünmüş oldu. Luther, Katolik kilisesinin uygulamalarını eleştiriyor ve pek çoğunun İncil’de yer almadığını söylüyordu.

Sonuç olarak, Hristiyanlığın yeni bir formu olan Protestanlık, ortaya çıkmış oldu.

Rönesans’ın Sonu

Tarihçilere göre Rönasans’ın bitişinde, pek çok faktör rol oynuyordu. 15. yüzyılın sonlarına doğru, pek çok savaş, İtalyan yarımadasını harabeye çevirmişti. İspanyol, Fransız ve Alman istilacılar, dinde karışıklığa ve istikrarsızlığa neden oldukları gerekçesiyle İtalyan bölgelerine karşı savaşmışlardı.

Aynı zamanda değişen ticaret yolları, bir süreliğine ekonomik durgunluğa neden olmuş ve insanların sanata harcayabilecek varlıkları sınırlanmıştı.

Sonrasında Karşı-Reform olarak bilinen hareket başladı. Katolik kilisesi, Protestanlığa cevap olarak sanatçılara ve yazarlara sansür uygulamaya başlamıştı. Bu durum, düşünürlerde bir korkuya neden oldu ve bir şekilde bastırılmış oldular.

Üstelik 1545’te Trent Konsili, Roma Engizisyon mahkemelerini kurdu; Hümanistler ve Katolik Kilisesine karşı çıkan herkes ‘kafirlik’ suçuyla yargılanıyor ve ölümle cezalandırılıyordu.

17. yüzyılın başlarında, Rönesans hareketi sona erdi ve yerine Aydınlanma Çağı geldi.

Rönesans Üzerine Tartışmalar

Birçok tarihçi Rönesans’ı heyecan verici ve çığır açıcı bir devrim olarak görürken, bazı tarihçiler ise ortaçağdan pek bir farkının olmadığını söylüyorlardı.

Modern tarihçiler, ortaçağın da kültürel bir kimliğe sahip olduğunu ancak gereken önemin gösterilmediğini ve Rönesans’ın gölgesinde kaldığını belirtiyorlar.

Rönesans’ın tam zamanı ve etkileri, günümüzde de tartışılmaya devam etse de, Rönesans’ın insanları üzerinde yaşadıkları Dünya’yı anlamaya ve yorumlamaya teşvik ettiği konusunda herkes hemfikir.

Kaynak