Engizisyon

Engizisyon Mahkemeleri

 Engizisyon Mahkemeleri, Katolik Kilisesinin Amerika ve Avrupa’da Katolik olmayan kafirleri bastırmak ve cezalandırmak için kurduğu ve güç sahibi bir kurumdur. 12. yüzyılda kurulup yüzlerce yıl ayakta kalan Engizisyon Mahkemeleri, Yahudi ve Müslümanları işkence ve zulüm bırakmasıyla her zaman kötü bir üne sahipti. En ağırı ise 200 yıldan uzun süre boyunca 32.000 kişinin öldürülmesinden sorumlu İspanyol Engizisyonlarıydı.

Catharistler

Engizisyonun kökeni, Avrupa’da Katolik Hristiyan olmayanlara karşı organize şekilde işkenceler uygulanmasına dayanmaktadır. 1184’te Papa III. Lucius, rahiplerini güney Fransa’daki Catharist denilen ‘kafir’leri öldürmekle görevlendirmişti. Bu çabalar, 14. yüzyıla kadar devam etmişti.

Aynı dönemde Almanya ve Kuzey İtalya’da Waldensianlara karşı da benzer zulüm ve işkenceler uygulanmıştır. 1231 yılında Papa Gregory, Dominican ve Fransiscan papazlarını kafirlerin öldürülmesi için görevlenmişti.

Engizisyon’un Görevleri

Engizisyoncular bir şehrin meydanına gelirler ve geldiklerini halka duyururlar. Ardından ‘kafir’ olanların kendilerini itiraf etmesini isterler. İtirafta bulunanlar, kırbaçlanma gibi cezalar alırdı.

Kafirlikle suçlananlar, suçlarını mutlaka itiraf etmek zorundaydı. Eğer itiraf etmezlerse, işkence ve hatta idam, kaçınılmazdı. Kafirlerin, kendilerini ele veren kişiyi görmesine izin verilmezdi, başkasından tavsiye alamazdı. Üstelik aslında suçlu olmayan kişilerin suçlanıp ceza alması, çok sık karşılaşılan bir olaydı.

Bernard Gui, 14. yüzyılın başlarında Engizisyon görevlileri için rehber niteliğinde bir kitap hazırlamıştı: Kafirlerin Ahlaksızlıklarına karşı Engizisyon’un Tutumu. Gui, 600 kişiyi kafirlikle suçlamıştı ve Umberto Eco’nun ünlü Gülün Adı romanında da yer alan karakterlerden birisidir.

Güç, Engizisyon ile adeta suistimal ediliyordu. Toulouse Kontu VII. Raymond, itiraf etseler bile kafir ilan ettiğini kazığa bağlayıp yakıyordu. Varisi Kont Alpfonese ise kafirlerin topraklarına ve eşyalarına el koyup kendi hazinesine ekliyordu.

1307’de Engizisyoncular Fransa’da toplu tutuklama olaylarna da dahil olmuşlardı. Sonuç olarak 15.000 Templar Şövalyesine işkence edip birçoğunu öldürmüşlerdi. En ünlü kurban ise Yüz Yıl Savaşlarından hatırladığımız Joan of Arc’tı.

Conversos

15. yüzyılın sonlarında İspanyol Kral II. Ferdinand ve Kraliçe Isabella, İspanyol Katolik kilisesinin yozlaştığını düşündü. Bunun sorumlusu olarak da seneler önce sürekli ezildikleri için Hristiyanlığı kabul etmek zorunda bırakılan Yahudileri görüyorlardı. Bu Yahudilere Conversos deniliyordu.

Eskiden beri Hristiyan olan güçlü aileler, conersoslara hep bir şüpheyle bakıyordu, onları toplumdan dışlamaya devam ediyorlardı. Conversosların içme sularını zehirlediği ve Hristiyan çocukları kaçırdıkları gibi söylentiler dönüyordu.

Ferdinand ve Isabella, güvendikleri Conversosların bile hala eski dinlerini yaşıyor olabileceğinden şüphelenmişti. Ayrıca kraliyet çiftinin üzerinde aşırı Katolik ailelerin de conversoslarla ilgili baskısı bulunuyordu. Granada’daki Müslümanlara karşı yapılacak bir Haçlı Seferi, çok önemli görünüyordu.

Ferdinand, bu seferi finanse edebilmek için Engizisyonculara daha fazla güç verdi. Conversosun mal ve mülküne el konulularak savaş için kaynak yaratılmış oldu.

Torquemada

1478’de din adamı Tomas de Torquemada’nın etkisiyle birlikte hükümdarlar Convensoslar arasında kafirliğin araştırılması için Kastilya Mahkemesi’ni kurdular. Bununla birlikte, Convensoslar için daha güçlü ve kapsamlı bir Katolik eğitimi verilmesine odaklanılmıştı. Ancak 1480’lere doğru Engizisyon kurulmuştu.

Aynı yıl, Kastilya’daki Yahudiler, Hristiyanlardan ayrılmış gettolarda yaşama zorlandılar. Engizisyon, Sevilla’ya kadar genişlemişti. Bununla birlikte Conversosların başka yerlere göçleri hızlandı.

1481’de 20.000 civarında Conversos, idamdan kurtulabileceklerini umarak ‘kafir’liklerini itiraf etmişti. Engizisyon ise onları diğer Conversosları ifşa etmeye zorlamıştı. Bu yılın sonunda yüzlerce Conversos kazığa bağlanarak yakıldı.

İspanyol Engizisyonu

Roma’ya kaçmayı başaranların şikayetlerini dinleyen Papa Sixtus, İspanyol Engizisyonu’nun Conversoslar hakkında yanlış suçlamalarda bulunduğunu söylemiş ve yaşanan olayları ‘zalimce’ şeklinde nitelendirmiştir. 1482’de Papa, Engizisyonla ilgilenmesi için bir konsil atadı.

Torquemada, Engizisyon generaliydi ve tüm İspanya’da mahkemeler kurdurmuştu. İtiraf elde etmek için sistematik şekilde işkenceler uygulanıyordu.

İtirafta bulunan kafirlerin yargılanması, Auto-da-Fe adında halka açık şekilde yapılan ‘tören’ler ile gerçekleşiyordu. Tüm kafirler, tek göz deliği olan bir çuvalı kafalarına geçiriyorlardı. İtiraf etmeyenler ise kazıkta yakılıyordu.

Bazen insanlar ise Engizisyon’a karşı çıkıyorlardı. 1485’te bir Engizisyon görevlisi zehirlenerek, bir diğeri ise kilisede bıçaklanarak öldürülmüştü. Torquemada ise sorumluları yakalayarak intikam olarak 42 kişiyi yakarak öldürmüştü.

Diğer din adamlarını da kafirlikle suçladığı zaman, Torquemada’nın da sonu gelmişti. Papa VI. Alexander’a kadar giden şikayetler sonucu 1498’de artık liderliği diğer din adamlarıyla paylaşmak zorunda kalmıştı.

Engizisyon Generalleri

Engizisyon Generali olarak Diego de Deza, kontrolü ele aldı. Bununla birlikte vahşet daha da arttı. Soylular ve yerel hükumetlerde dahil olmak üzere kafir avları, kafirlikle suçlananları yakalamak gibi eylemler daha sık gerçekleşiyordu. Bazıları ise rüşvet vererek esirlikten ve ölümden kurtulabiliyordu. Bu tablo bize de Deza zamanındaki yozlaşmanın boyunu göstermektedir.

Kraliçe Isabella’nın 1504’teki ölümünden sonra Ferdinand, İspanyol Katolik Kilisesi’nin başındaki Kardinal Gonzalo Ximenes de Cisneros’u Engizisyon Generali olarak atadı. Ximenes, Granada’daki Müslümanlara çektirdiği zulümler ile tanınıyordu.

Engizisyon generali olarak, Müslümanları Kuzey Afrika’ya kadar takip ettirmiş ve Ferdinand’ı askeri bir hareket konusunda ikna etmişti. Afrika şehirlerinin ele geçirilmesiyle birlikte Engizisyon burada da güç sahibi olmuştu. Ximenes 1517’de görevden alındı ancak Engizisyon’un devam etmesine izin verilmişti.

Roma Engizisyonu

1542’de Protestanlığa karşı savaşmak için Papa III. Paul tarafından Roma Engizisyonu yeniden açıldı. Bu Engizisyon, 1633’te Galileo’yu sorgulamasıyla tanınmaktadır.

1545’te Roma Engizisyonuna ait Index Librorum Prohibitorum’u gibi bir İspanyol İndeks’i oluşturuldu. Bununla birlikte bazı Avrupa kitapları kafirliği özendirici bulundu ve İspanya’da yasaklandı. İspanyol Engizisyonu, 1550’lerde sayıları artan İspanyol Protestanları’nı cezalandırmakla uğraşıyordu.

1556’da II. Philip tahta geçti. Daha önceden Roma Engizisyonu’nu Hollanda’ya götürmesiyle ve orada yaşayanları kazığa bağlayıp yakmasıyla tanınıyordu.

Engizisyon Yeni Dünya’da

İspanya Amerika’ya doğru genişledikçe Engizisyon da genişlemişti. 1570’de Meksika Engizisyonu kuruldu. 1574’te Protestanlar orada yine yakılıyordu. Daha sonra Peru’da da kuruldu.

1580’de İspanya Portekiz’i işgal etmişti ve oradaki Yahudileri de yakalayarak öldürüyorlardı. II. Philip, ayaklanıp sonucunda ya öldürülen ya da köle olarak satılan Müslüman Mağrabilere olan nefret söylemlerini yinelemişti.

II. Philip 1598’de öldü ve oğlu III. Philip, Müslüman problemiyle onları sürgüne göndererek başa çıkmıştı. 1609’dan 1615’e kadar zorla Katolik yapılan 150.000 Müslüman, bu sefer İspanyanın da dışına itilmişti.

1600’lü yılların ortalarında Engizisyon ve Katolik üstünlüğü, günlük hayatta çok baskın şekilde hissediliyordu. Protestanlar İspanyol topraklarına girmekten kaçınıyorlardı.

İspanyol Engizisyonu’nun Sonu

1808’de Napolyon İspanya’yı ele geçirdi ve oradaki Engizisyon kurumlarını tümüyle kapattı.

Napolyon’un 1814’teki yenilgisinden sonra VII. Ferdinand, Engizisyon’u yeniden kurmaya kalktı ancak Ferdinand’ın büyük bir isyanı bastırmasına destek olan Fransa, buna izin vermedi. Fransa ile yapılan bu anlaşma, Engizisyon’un kurulmasına şiddetle karşı çıkıyordu. Ancak bu anlaşma 1834’te geçerliliğini yitirdi.

İspanyol Engizisyonu tarafından öldürülen son insan, İspanyol Öğretmen Cayetano Ripoll oldu. Kafirlik suçuyla 1826’da asılmıştı.

Roma Engizisyonu ise adı birkaç kez değişse de hala devam ediyor. Günümüzdeki adı ‘İnanç İlkeleri Topluluğu’dur.

Kaynak