Hammuabi Kanunları

Hammurabi Kanunları

Özet

Hammurabi Kanunları, tarihte bilinen ilk yazılı kanunnamedir. MÖ 1792 ve MÖ 1750 yılları arasında hüküm süren Babil hükumdarı Hammurabi tarafından yaratılmıştır. Hammurabi, bir şehir devleti olan Babil’i Fırat Nehri boyunca tüm Güney Mezopotamya’yı kapsayacak bir krallığa dönüştürmüştür. Yarattığı kanunname 282 maddeden oluşmaktadır ve siyah bir stel üzerine çivi yazısıyla işlenmiştir. Stelin üstünde ayrıca bir de mitolojik oyma bulunmaktadır. MÖ 14. yüzyılda savaş ganimeti olarak başka bir yere taşınan stel, ancak 1901 yılında bulunabilmiştir. Ardından çevrilmiş ve yayınlanmıştır.

Giriş

MÖ 18. Yüzyılda Adalet mi ?

İlk insanlar yaklaşık 200.000 yıl önce ortaya çıktıklarında avcılık-toplayıcılık ile yaşıyorlardı. Zaman geçtikçe ateşi, tekerleği ve tarımı keşfettiler. Tarımın keşfi, insanlık tarihinde hiç şüphesiz bir dönüm noktası olmuştur. Tarım ile birlikte insanlar bir araya başlamış, sosyal organizasyonlar geliştirmişlerdir.

MÖ 7500 yılında kurulan Çatalhöyük; şehirleşmenin, karmaşık ritüellerin ve sosyal uyumun ilk bulgularını bize göstermiştir.

Peki MÖ 1800’lere geldikçe neler oldu? Tarım, nüfus ve şehirleşme arttı. Yerel ağlar artık ihtiyacı kaldıramadığından parçalanmaya başladı ve uyuşmazlıkların çözümüne ilişkin mekanizmalar zayıfladı. Kanunlar, kalıcı kayıtlar ve yargı gibi yönetim araçlarına ihtiyaç arttı. Tüm bu durumlar, güvenliğin ve huzurun sağlanması için yasaları gerekli kılmıştır. İşte burada karşımıza Hammurabi çıkıyor. Kendisi bölge üzerindeki egemenliğini arttırmak için ilk bilinen kanunları yaratıyor.

282 maddeden oluşan Hammurabi Kanunları, ticari faaliyetlere ilişkin belirli standartlar getirdi ve sosyal düzenin, adaletin ve güvenliğin pekiştirilmesi için bir takım yaptırımlar ortaya koydu.

Siyah renkli devasa bir parmak şeklindeki Hammurabi Kanunları önce yağmacılar tarafından çalınmış ancak nihayet 1901 yılında yeniden keşfedilmiştir.

Hammurabi

Hammurabi, MÖ 1854 ve 1595 yılları arasında orta Mezopotamya’da (Günümüzde Irak) hüküm sürmüş Babil hanedanlığının altıncı kralıdır.

Ailesi Suriye kökenli yarı göçebe bir halk olan Amorit kökenlidir ve adı kültürleri kaynaştıran bir yaklaşımı yansıtmaktadır: Hammurabi adı, Amoritçe’de aile anlamına gelen hammu ve Akadça’da (Babil devletininin yaygın kullanılan dili) büyük anlamına gelen rapi sözcüklerinin birleşiminden oluşmaktadır.

Hükümranlığının ilk 30 yılında Hammurabi; Uruk, İsin, Lagaş, Ur, Nippur ve Larsa gibi rakip devletleri yok ederek ve tüm Mezopotamya’yı ele geçirene dek Fırat ve Dicle nehirlerinin arasında kendi krallığını büyüttü.

Hammurabi, askeri ve siyasi gelişmişliğinin yanı sıra Babil tanrısı Marduk‘u kutsayacak tapınaklar yaptı, sulama projelerini hayata geçirdi ve savunma hatları inşa etti.

Babilli Hammurabi’nin dönemi şuanda ne yazık ki yeraltı su tabyalarının altında yatıyor. Bu nedenle Hammurabi’nin kendi arşivinde tuttuğu belgelerin ortaya çıkarılıp incelenmesi şuanda mümkün gözükmüyor. Ancak çevre antik bölgelerdeki kil tabletlerinde Hammurabi hakkında yazılanlar sayesinde hükümdarlığın kişiliği ve devlet yapısı hakkında bilgi edinebiliyoruz.

Hammurabi Kanunları
Hammurabi Kanunları

Hammurabi Kanunları

Hammurabi Kanunları; 4 ton kütleli, siyah renkli, dayanıklı ancak üzerini işlemesi ve yazı yazması çok zor olan diyorit bloğu üzerine yazılmıştır. Stel’in üstten 75 cm’lik kısmında Hammurabi’nin Babil Adalet Tanrısı Şamaş‘tan uyulması gereken kanunları aldığını sembolize eden bir oyma bulunmaktadır. Stelin geri kalan 2 metrelik kısmı ise çivi yazısı ile işlenmiş kanunları içermektedir.

Hammurabi’nin hükumdarlığının sonlarına doğru ortaya çıkan kanunname; Hammurabi’nin eşsiz, adil ve dindar yönetimini över. Ayrıca bu kanunname, “lex talionis” doktrini veya halk arasında daha sık kullanılan şekliyle “dişe diş, göze göz” temelinde şekillenen tarihteki ilk cezalandırma sistemidir.

Kanunname çok ağır cezalar içeriyordu: Suçlunun dilinin çıkartılması, kolunun kopartılması, gözünün veya kulağının çıkarılması gibi. Bununla birlikte suçlu kişi, suçu kanıtlanana dek suçsuz kabul edilmiştir. Bir suçlamada bulunan kişi, suçlunun suçlu olduğunu kanıtlamak zorundadır. İftira atan kişi eğer suçu kanıtlayamazsa bu cezalar kendisine uygulanıyordu.

Kanunnamenin içerdiği 282 yasa, eğer/ise formatıyla yazılmıştır. Örneğin bir kimse balta çalarsa, baltanın değerinin 30 katını ödemek zorundadır, gibi.

Kanunlar ve detaylı giriş kısmı ile Eski Babil dönemi olarak bilinen süreçteki yaşam hakkında birçok bilgi verir. Mülkiyet anlaşmazlıkları ve kişiye karşı şiddetten, kaçan köleler ve büyücüleğe kadar çok çeşitli hükümler içerir.

Kanunlar, Babil’in üç farklı sosyal grubuna (mal sahipleri, zanaatkarlar ve köleler) farklı standartlar getiriyordu. Örnek vermek gerekirse, bir hekimin bir yarayı iyileştirme ücreti bir lord için 10 gümüş sikke iken zanaatkâr için 5, köleler için 2 gümüş sikkedir. Yanlış tedavi durumlarında hekime uygulanan cezalar da değişkenlik gösteriyordu: Doktor zengin birisini öldürürse elleri kesiliyordu ancak ölen kişi bir köleyse maddi bir para cezası yetiyordu.

Hammurabi Kanunları Yeniden Keşfediliyor

1901 yılında Fransız maden mühendisi Jacques de Morgan, İran’da Elam başkenti Susa‘da arkeolojik kazı çalışmalarına başlar. Burası, Hammurabi’nin krallığına yaklaşık 400 km uzaklıktadır. Kazı çalışmalarına devam ederken üç parçaya ayrılmış şekilde Hammurabi’nin kanunlarının yazılı olduğu stele rastladılar.

Hammurabi’nin Steli, muhtemelen MÖ 12. yüzyılda Elam kralı Şutruk-Nahunte tarafından savaş ganimeti olarak alınmış ve orada kalmıştı. Stel yeniden keşfedildikten sonra Paris’teki Louvre‘a götürüldü, bir yıl içinde çevrildi ve tarihteki ilk kanunname örneği olarak tanıtıldı.

Hammurabi’den sonra, ondan yüzlerce yıl önce yazılan Ur-Nammu ve Lipit-Ishtar gibi başka Sümer kanunları keşfedilse de, Hammurabi 21. yüzyılda bile tarihin adalet için çalışan ilk insan olma ününü sürdürüyor.

Hammurabi Kanunları
Hammurabi Kanunları

Kaynak

https://www.history.com/topics/ancient-history/hammurabi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir