İstanbul

Yeniçağ Gerçekten İstanbul’un Fethi ile mi Başladı?

İstanbul’un Fethi önemli bir tarihi olaydır ve ülkemizde bu fetihle birlikte ortaçağın kapanıp yeniçağın başladığı söylenir. Ancak uluslararası genel kanıya göre yeniçağ gerçekten de 1453’te Osmanlıların İstanbul’u fethedişiyle mi başlamıştır? Dünya ve Türkiye çapında güvenir kaynaklar temelinde bu konuya açıklık getireceğiz.

Tarihçiler arasında bu konuda bir mutabakat sağlanamamıştır. Kuzey Avrupa’ya gittiğinizde bir kesimin yeniçağın başlangıcı olarak Matbaa’nın İcadı’nı; İngilizler, İspanyollar ve Portekizlilerin ise Amerika’nın Keşfi‘ni ölçüt olarak aldığını görebilirsiniz. Asya ülkelerine gittiğinizde ise kendi tarihlerinde gerçekleşen tamamen farklı olayları temel aldıklarını görebilirsiniz. Biz ise esas gelişmelerin gerçekleştiği Avrupa tarihine odaklanarak daha global bir çizgide olayları inceleyeceğiz.

Tarihçiler genelde dikkatlerini 1453 ve 1492 olmak üzere iki önemli tarihe vermişlerdir. Bu tarihlerde neler yaşandığına bir göz atalım.

1453’te Neler Oldu?

1453 tarihinde bilindiği üzere İstanbul, II. Mehmed tarafından fethedilmiş ve Kendisine ‘Fatih’ ünvanı verilmiştir. Bu fetih sonucunda Osmanlı kesin olarak kurulmuş sayıldı, ateşli silahların surlar üzerindeki etkisi anlaşıldı ve Avrupa’daki derebeylikler yıkılış sürecine girdi, merkezi hükumetlerin otoriteleri arttı. Bazı Bizanslı bilim insanları İstanbul’dan ayrılarak İtalya’daki Rönesans hareketlerinde etkili oldular. Ayrıca bu tarihte İngiltere ile Fransa arasındaki Yüz Yıl Savaşları sona erdi. Bu savaş neticesinde Batı Avrupa’da ‘milli kimlik’ anlayışı gelişti, İngiltere ise diğer Avrupa devletlerinden ayrılıp kendi iç sorunlarına ve bu sorunları çözmeye yöneldi.

1492’de Neler Oldu?

Avrupalılar coğrafi keşiflerine başladı, ‘Yeni Dünya’ (Amerika) keşfedildi. Bunun sonucunda ticarette çığır açıldı, patates gibi sebze ve meyveler keşfedildi, kölecilik faaliyetleri hız kazandı, Burjuva sınıfı ortaya çıktı, sömürgecilik faaliyetleri sayesinde Avrupalı devletler hızla geliştiler. İspanyollar tarafından Reconquista (Yeniden Fetih) ile Müslüman Gırnata devletine son verildi. Rönesans’ın önemli isimlerinden Lorenzo de Medici öldü. Borgialar, Papalık’ın başına yükseldi ve Papalık’ın buhranlı dönemleri başladı. İtalyan savaşları başladı.

Sonuç

Sonucu ise ülkemizin değerli tarihçilerinden Halil İnalcık’ın (1916-2016) sözleriyle bağlayalım:

“Tarih ancak uzun bir evrim sürecinde değişir. Avrupa’da yeniçağı karakterlendiren olay ve akımlar bir anda meydana çıkmış değildir. Bu nedenle, yeniçağa başlangıç için içi kesin bir tarih vermek gerçeğe uygun olmayıp yapay bir ayırımdır. Bu değişme süreci aslında oldukça uzun bir zaman diliminin içinde aranmalıdır. Bu zaman dilimini 15. Yüzyılın ikinci yarısı olarak belirleyebiliriz.”

“15. Yüzyılın sonlarının yeni bir çağın başlangıcı olduğuna dair tespitimizi bütün Avrupa’ya değil, sadece Batı Avrupa’ya uygulamak gerekir. Çünkü Doğu Avrupa (Rusya ve Balkanlar), Batı Avrupa’daki bu büyük hareketlerin dışında kalmaktadır. Bu bölgelerde ekonomik hayat ve sınıfların durumu, özel koşullar içinde kendi doğal gelişimini izlemiştir. Ayrıca Çin, Hindistan, Güneydoğu Asya adaları, Japonya gibi bölgeler de daha uzun zaman kendi tarihi oluşumlarına devam edeceklerdir. Bu bölgelerde de ani ve derin bir değişimden söz edilemez.

“Osmanlı İmparatorluğu ise Avrupa ile doğrudan ilişki içerisinde bir devlet olmasından dolayı Avrupa’daki derin değişikliklerden etkilenmesi doğaldır. Avrupa’daki bazı değişiklikler Osmanlı İmparatorluğu’na sızmaktan geri kalmamıştır. İkinci olarak da, Osmanlı İmparatorluğu’nda topçuluk, gemicilik gibi modern Avrupa siyasi tarihine etki yapan önemli gelişmeleri dolayısıyla Avrupa yeniçağ tarihine dahil edilmek zorundadır. Osmanlılar, eskiden Avrupa kültüründen üstün olan İslam kültürü dairesi içinde bulundukları için Avrupa ile sıkı ilişkilerine rağmen, gelişen yeni uygarlık akımlarına karşı uzun süre kendi içinde kapalı kalacak ve direnç gösterecektir.”

Kaynaklar